Eros ve Uygarlık - Herbert Marcuse
€10,27
Vergiler Dahil
Herbert Marcuse (1898-1979) felsefe doktorasını Freiburg Üniversitesinden aldı. 1920’de Heidegger’in Varlık ve Zaman’ını okuduktan sonra aynı üniversiteye dönerek Heidegger ile çalıştı. 1933’te Frankfurt’ta Marxist eğilimli Toplumsal Araştırma Kurumuna katıldı. 1940’ta ABD uyruğuna geçti ve II. Dünya Savaşı sırasında US Office of Strategic Services’te (CIA’in önceli) Almanya hakkındaki istihbarat raporlarının analizinde görev aldı. 1952’de politik kuramcı olarak meslek yaşamını Columbia, Harvard, Brandeis ve son olarak California Üniversitelerinde sürdürdü. Marcuse tüm Marxizmine karşın despotik kutarıcı rolünü üstlenmedi. “Yeni solun babası” olarak görülmekten de hoşlanmadı ve bu adlandırmayı reddetti. Soğuk Savaş ikliminde yazılan
Ödeme
Ödemenizi güvenli olarak yapabilirsiniz
Teslimat
Avrupaya siparişinizi ortalama 8 günde ulaştırıyoruz 40 euro üzerine kargo bedava
Herbert Marcuse (1898-1979) felsefe doktorasını Freiburg Üniversitesinden aldı. 1920’de Heidegger’in Varlık ve Zaman’ını okuduktan sonra aynı üniversiteye dönerek Heidegger ile çalıştı. 1933’te Frankfurt’ta Marxist eğilimli Toplumsal Araştırma Kurumuna katıldı. 1940’ta ABD uyruğuna geçti ve II. Dünya Savaşı sırasında US Office of Strategic Services’te (CIA’in önceli) Almanya hakkındaki istihbarat raporlarının analizinde görev aldı. 1952’de politik kuramcı olarak meslek yaşamını Columbia, Harvard, Brandeis ve son olarak California Üniversitelerinde sürdürdü. Marcuse tüm Marxizmine karşın despotik kutarıcı rolünü üstlenmedi. “Yeni solun babası” olarak görülmekten de hoşlanmadı ve bu adlandırmayı reddetti. Soğuk Savaş ikliminde yazılan Eros ve Uygarlık (1955) “deneysel bir inceleme” karakterini taşır. Ek olarak bir “eleştiri” karakterini de taşır. Bir inceleme olarak, ruhbilimsel kategorilerin bundan böyle “politik kategoriler oldukları” ve bugün “Eros uğruna kavganın politik kavga” olduğu görüşünü öncülü olarak alır. Bir eleştiri olarak, Freud’un ruhçözümleme kuramının yazarın kişisel perspektifinden bir yorumunu sunar. İçgüdünün ve onun ayrışma ürünleri olan ruhsal belirlenimlerin “politik” işlev kazanması tarihte sürpriz bir fenomen, neredeyse tarihin kendisinin yolunu şaşırması gibi birşeydir. Bu olgu istenci insan tarihinde belirleyici etmen olmaktan çıkarır. İnsanlığın yazgısına karar verecek olan etmen bundan böyle Eros ve Ölüm İçgüdüsü arasında yer almakta olan çatışmada üstünlüğü ele geçirecek olan yandır. Ve bu özsel olarak erotik kavganın sonucu bir olumsallık sorunudur. Marcuse’nin eleştirel çözümlemesi tarihin sürecinde olduğu gibi Freud’un metapsikolojisinde de kimi uyarlamaları gerektirir. Ruhçözümleninin birincil kavramı olan baskı kavramı Marcuse’nin fenomenolojik-ontolojik yorumunda politik baskı olarak yeniden formüle edilir. Buna göre “bilinçsiz” olanın yeri bilinç tarafından, hiç olmazsa ön