Pompeii - Kentin Ölümü - Hüseyin Ünal
search
  • Pompeii - Kentin Ölümü - Hüseyin Ünal

Pompeii - Kentin Ölümü - Hüseyin Ünal

€10,86
Vergiler Dahil
Yüz elli yıldır suskun duran Vezüv, artık ağzını açmıştı. İçindeki ateş denizini bir ırmak halinde kente akıtmaya başladı. Ateşli su, ya da sulu ateş dağdan aşağıya doğru, gittikçe artan bir hızla akıyordu. Geçtiği yerleri, yakaladığı canlıları anında yakıyor, yetmedi boğuyordu .Soyluların, zenginlerin oturduğu Vezüv’ün etekleri bir anda ateş selinin altında kaldı. Görkemli casalar, saraylar, güzelim bahçeler, muhteşem bağlar birkaç dakika gibi kısa bir zaman diliminde yok olup gitti. Vezüv lâv denizini salmaya devam ediyordu. Beş on dakika gibi kısa bir sürede, Pompeii’nin etrafını çeviren duvarların iç tarafında ateşten nehir yükselmeye başlamıştı. Kent dakika dakika ateş denizinin içinde eriyip tükeniyordu. Gün ışımış, ancak güneş Pompe
Adet

  Ödeme

Ödemenizi güvenli olarak yapabilirsiniz

  Teslimat

Avrupaya siparişinizi ortalama 8 günde ulaştırıyoruz 40 euro üzerine kargo bedava

Yüz elli yıldır suskun duran Vezüv, artık ağzını açmıştı. İçindeki ateş denizini bir ırmak halinde kente akıtmaya başladı. Ateşli su, ya da sulu ateş dağdan aşağıya doğru, gittikçe artan bir hızla akıyordu. Geçtiği yerleri, yakaladığı canlıları anında yakıyor, yetmedi boğuyordu .Soyluların, zenginlerin oturduğu Vezüv’ün etekleri bir anda ateş selinin altında kaldı. Görkemli casalar, saraylar, güzelim bahçeler, muhteşem bağlar birkaç dakika gibi kısa bir zaman diliminde yok olup gitti. Vezüv lâv denizini salmaya devam ediyordu. Beş on dakika gibi kısa bir sürede, Pompeii’nin etrafını çeviren duvarların iç tarafında ateşten nehir yükselmeye başlamıştı. Kent dakika dakika ateş denizinin içinde eriyip tükeniyordu. Gün ışımış, ancak güneş Pompeii’nin semasına girememişti. Kent koyu bir karanlığın içine hapsolmuştu. Ayakta kalabilmeyi başaranlar şuursuz bir şekilde koşuyor, tutunacak bir can simidi arıyorlardı. O kadar ki, kaçıyorum derken Vezüv’e doğru koşanlar bile oluyordu. Çünkü kimse nerede olduğunu ve ne tarafa gittiğini bilemiyordu. Kurtuluşu limandaki gemilerde görenler, birbirlerini ezme pahasına sahile doluştular. Yelkenliler, kürekli kalyonlar, kayıklar ve bir sal insanlar tarafından adeta tıka basa dolduruldu. Bu sebeple fazla ağırlıktan gemilerden biri yan yattı, su almaya başladı. Denizde ayrı bir can pazarı vardı. Suya düşenlerden yüzme bilenler kıyıya çıkmaya uğraşıyor, gemilere binemediği için kıyıda kalanlar açık denize yüzmek için kendilerini suya atıyordu. Her yerde, insan ya da hayvan olsun bir kargaşanın içinde hayatta kalma mücadelesi veriliyordu. İtişmeler, kakışmalar; birbirlerine kılıç, hançer çekenler, artık en değerli varlıklarını kurtarabilmenin derdine düşmüşlerdi. Kimse kimseyi görmüyor, duymuyordu. Can pazarında şimdi ne anne ne baba, ne eş, ne evlat, ne mal, ne para vardı… Ne de asalet, zenginlik, aristokratlık para ediyordu. Herkes kendi canının derdine düşmüştü. Bazıları için son umut ol
9786055448516

Bilgi kartı

Yazar
Hüseyin Ünal