Ve Suyu Ateşe Verdiler Haydar Beltan
€12.91
No tax
Beltan, kırımın şartlarını, devletin provokasyonlarla bizzat hazırladığı tezini romana belirgin bir şekilde yerleştiriyor; devleti çarmıha gererken, halkı da eleştiriyor. Beltan, Dersim’in içlerine bir yolculuk yapıyor. En vahşi hayatın hüküm sürdüğü, 1930’lu yıllarda, sadece devletin değil pek çok Dersimlinin ilişki kurmadığı Demanan dağ ve küçük köylerindeki insan manzaralarını ele alıyor. Bakalım küresel zaman insanı barbarlık ve masumiyet hallerine tercüman olan “insanlık” öykülerine ne diyecek? Utançla gidenlerin yaptığı gibi sessiz mi kalacak yoksa çığlıkları duyulmayanların sesi mi olacak? Dersim’in sahipsiz çığlığı, saklandığı iz içinden ustalıkla çıkarılmış. Dersim’in tarihsel, sosyal, kültürel ve siyasal sorunlarını etik değe
Payment
You can make your payment securely
Beltan, kırımın şartlarını, devletin provokasyonlarla bizzat hazırladığı tezini romana belirgin bir şekilde yerleştiriyor; devleti çarmıha gererken, halkı da eleştiriyor. Beltan, Dersim’in içlerine bir yolculuk yapıyor. En vahşi hayatın hüküm sürdüğü, 1930’lu yıllarda, sadece devletin değil pek çok Dersimlinin ilişki kurmadığı Demanan dağ ve küçük köylerindeki insan manzaralarını ele alıyor. Bakalım küresel zaman insanı barbarlık ve masumiyet hallerine tercüman olan “insanlık” öykülerine ne diyecek? Utançla gidenlerin yaptığı gibi sessiz mi kalacak yoksa çığlıkları duyulmayanların sesi mi olacak? Dersim’in sahipsiz çığlığı, saklandığı iz içinden ustalıkla çıkarılmış. Dersim’in tarihsel, sosyal, kültürel ve siyasal sorunlarını etik değerlerden ve edebî kaygıdan taviz vermeden anlatan bu belgesel romanda doğru bilinen yanlışları, yanlış bilinen doğruları okuyacaksınız… Harde Dewreş diyarında, khal-u beladan beri kardeş kavgasını izlemekten yorulan güneşin tanıklık yaptığı ‘38 Katliamı’nı, Kırklar dağının zirvesine çıkıp gözlerinizi kapatarak dinlemek için Haydar Beltan’ın Dersim kokan sesine kulak vermelisiniz.
Beltan, kırımın şartlarını, devletin provokasyonlarla bizzat hazırladığı tezini romana belirgin bir şekilde yerleştiriyor; devleti çarmıha gererken, halkı da eleştiriyor. Beltan, Dersim’in içlerine bir yolculuk yapıyor. En vahşi hayatın hüküm sürdüğü, 1930’lu yıllarda, sadece devletin değil pek çok Dersimlinin ilişki kurmadığı Demanan dağ ve küçük köylerindeki insan manzaralarını ele alıyor. Bakalım küresel zaman insanı barbarlık ve masumiyet hallerine tercüman olan “insanlık” öykülerine ne diyecek? Utançla gidenlerin yaptığı gibi sessiz mi kalacak yoksa çığlıkları duyulmayanların sesi mi olacak? Dersim’in sahipsiz çığlığı, saklandığı iz içinden ustalıkla çıkarılmış. Dersim’in tarihsel, sosyal, kültürel ve siyasal sorunlarını etik değe