Hazine Arayıcıları ile Üçkafa Yücel Feyzioğlu
€8.74
No tax
Berde kentini, o dağları, o ovaları, çok çok eskiden Nüşabe adında bir kraliçe yönetirmiş. Öylesine güzel yönetirmiş ki, kimsenin burnu kanamaz, kimse yoksulluk çekmezmiş... Kavga, gürültü o ülkede bilinmezmiş. Günün birinde binlerce atlı bu topraklara gelmiş; çadırlarını kurup oraya konaklamışlar. Nüşabe merak edip adamlarını göndermiş: Bakın bakalım kimdir bu gelenler? Atlılar, atlanıp gitmişler, kısa zamanda haber getirmişler. Gelen Büyük İskender'dir. O gece Hanım Hakan Nüşabe, yükte hafif, pahada ağır tüm altın ve elmaslarını atlara yükletmiş, o dağlardan bu tarafa yollamış. Bu topraklarda, dağların kavuşup ayrıldığı, suların çağladığı işte orada, o görünen derin vadide hepsini toprağa gömdürmüş. Sabah olmadan Nüşabe'nin
Payment
You can make your payment securely
Berde kentini, o dağları, o ovaları, çok çok eskiden Nüşabe adında bir kraliçe yönetirmiş. Öylesine güzel yönetirmiş ki, kimsenin burnu kanamaz, kimse yoksulluk çekmezmiş... Kavga, gürültü o ülkede bilinmezmiş. Günün birinde binlerce atlı bu topraklara gelmiş; çadırlarını kurup oraya konaklamışlar. Nüşabe merak edip adamlarını göndermiş: Bakın bakalım kimdir bu gelenler? Atlılar, atlanıp gitmişler, kısa zamanda haber getirmişler. Gelen Büyük İskender'dir. O gece Hanım Hakan Nüşabe, yükte hafif, pahada ağır tüm altın ve elmaslarını atlara yükletmiş, o dağlardan bu tarafa yollamış. Bu topraklarda, dağların kavuşup ayrıldığı, suların çağladığı işte orada, o görünen derin vadide hepsini toprağa gömdürmüş. Sabah olmadan Nüşabe'nin adamları çekip gitmiş. Bir daha bu hazineyi ne gören, ne duyan, ne de bulan olmuş.. Hazine Arayıcıları ile Üçkafa, 1997yılında "Ömer Seyfettin Öykü Özel Ödülü”nü aldı. Haber, Alman gazetelerinde yayınlandı. Bunun üzerine Kolk Yayınevi öyküyü yayınlayacağını Yücel Feyzioğlu'na bildirdi, ilk baskı Almanca yapıldı. Ardından öykü Azerbaycan dilinde sonra MEB tarafından basılarak çocuklara ulaştırıldı.
Berde kentini, o dağları, o ovaları, çok çok eskiden Nüşabe adında bir kraliçe yönetirmiş. Öylesine güzel yönetirmiş ki, kimsenin burnu kanamaz, kimse yoksulluk çekmezmiş... Kavga, gürültü o ülkede bilinmezmiş. Günün birinde binlerce atlı bu topraklara gelmiş; çadırlarını kurup oraya konaklamışlar. Nüşabe merak edip adamlarını göndermiş: Bakın bakalım kimdir bu gelenler? Atlılar, atlanıp gitmişler, kısa zamanda haber getirmişler. Gelen Büyük İskender'dir. O gece Hanım Hakan Nüşabe, yükte hafif, pahada ağır tüm altın ve elmaslarını atlara yükletmiş, o dağlardan bu tarafa yollamış. Bu topraklarda, dağların kavuşup ayrıldığı, suların çağladığı işte orada, o görünen derin vadide hepsini toprağa gömdürmüş. Sabah olmadan Nüşabe'nin