Tanrının Cezası - Çalışmanın Evrimi Lami Yağcılaroğlu

Bir yandan tüm dünyayı sarsan salgın, diğer yandan yapay zekânın hayatımıza girmesiyle insanın yerini robotların almaya başlaması, çok önemli bir soruyu gündeme getiriyor: Bunlardan sonra çalışma hayatı nasıl şekillenecek? Tanrının Cezası sadece bu soruya değil, başka sorulara da cevap arıyor. İnsanlık tarihinde çalışma kavramı ne zamandan beri var? İnsanlar gerçekten çalışmak zorunda mı? Çalışma hayatının geleceğini irdeleyen yazar, aradığı soruların cevaplarını bulabilmek için sizleri antik çağdan günümüze, tarihi gerçeklerle dolu keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Antik Yunan’dan Roma uygarlığına, dinlerin ortaya çıktığı dönemden Ortaçağ’a, Rönesans’tan Fransız Devrimi’ne, sanayi devrimine, dünya savaşlarından günümüze; tarihi bilgilerle dolu şaşırtıcı, sürprizlerle dolu bir yolculuk. Bu yolculukta okura kimi zaman Platon, Aristo, kimi zaman da Nietzche, Bertrand Russell gibi filozoflar eşlik ediyor. Belgelere dayalı, çok sayıda kaynak taranarak özenle hazırlanmış gerçek bir yolculuk.  Geçmişten başlayıp geleceğe giden bu yolculuğun bileti, elinizde tuttuğunuz bu kitap. Yola çıkarken çalışmak kavramıyla ilgili kafanızı meşgul eden soruları da yanınıza almayı unutmayın. Yolculuk boyunca cevaplar yazarımızın ikramıdır... Çalışma, günlük hayatımızın merkezinde yer alıyor. Tanrı ekmeğimizi çalışarak kazanmamızı buyurdu. Rahat hayat sürmek için fazlasına ihtiyacımız var. Doğanın verdikleri ile yetinmeyip, Tanrının bahşettiği aklımızla, rahat ettirecek nesneler için çalışıyoruz. Yirminci yüzyıla kadar 10 insandan 9'u kendi işinde çalışırdı. Onların torunları bugün ücretli işte çalışıyor. Her gencin rüyası, ücretli bir işe sahip olmak iken dört gençten biri işsiz. İş bulamadıkları için hayata küsmüş durumdalar. Halen çalışanların da büyük bölümü işlerini kaybetmekten kaygılı. Bu böyle ne zamana kadar devam edecek? Bilgi çağında çalışma hayatı nasıl olacak? Teknoloji insanların elinden işleri alırken çalışma hayatının